a color, a grassy plain, leaves, branches

listen to the pronunciation of a color, a grassy plain, leaves, branches
Englisch - Türkisch

Definition von a color, a grassy plain, leaves, branches im Englisch Türkisch wörterbuch

green
henüz olgunlaşmamış
green
(Havacılık) ısıl işlem görmemiş
green
olmamış
green
yeşil yapraklı sebzeler
green
(meyve) ham
green
benzi sararmış
green
deneyimsiz
green
solgun

Sen biraz solgun görünüyorsun. - You look a little green around the gills.

O son zamanlarda biraz solgun görünüyor. - She's been looking a little green lately.

green
çayır
green
Çevreci, çevreye zararı olmayan, çevre dostu

This brand has only green products.

green
{s} rengi atmış
green
yeşillikle kaplanmış
green
{s} Yeşiller Partisine ait
green
rengi atmış yeşil renk
green
{i} yeşil renk, yeşil
green
tuzlanmamış
green
(sıfat) yeşil, taze, ham, yeni, genç, toy, acemi, rengi atmış, hasta görünen
green
{i} çimenlik. 3
green
{s} k.dili. acemi, toy
green
{i} zindelik
Englisch - Englisch
{n} green
a color, a grassy plain, leaves, branches
Favoriten