Bu gece, bir tabut bizim düğün yatağımız olacak.
- Tonight, a coffin will be our wedding bed.
Tom tabutun içine baktı.
- Tom looked into the coffin.
Aniden göğüs ağrısı ile vuruldu.
- He was suddenly struck with chest pain.
1342 sel kronolojisi Köln'de, biri şehir duvarlarının üzerinde bir tekneye binebiliyorken, Mainz katedralinde suyun bir insanın göğüs hizasına geldiğini söylüyor.
- The chronicles of the flood of 1342 say that the water in the Mainz Cathedral came up to a man's chest, while in Cologne, one could ride in a boat over the city walls.
Tom kumda gömülü bir sandık buldu.
- Tom found a chest buried in the sand.
Piyasadaki bir arkadaş, sandıktaki paradan daha iyidir.
- A friend in the market is better than money in the chest.
Alet kutusunda bir eğen var mı?
- Do you have a file in the tool chest?
I expected the man to show up any minute with his tape measure to outfit me with a wooden kimono.