Soruna herhangi bir ipucu buldun mu?
- Have you found any clues to the problem?
Mary'nin ona ne söylemesi gerektiği hakkında bir ipucu yoktur.
- Mary doesn't have a clue about what she should say to him.
Tom ipucunu nasıl alacağını bilmiyor.
- Tom doesn't know how to take a hint.
Sana bir ipucu vereyim.
- Let me give you a hint.
Konuşmacı siyasi dünyadaki yozlaşmayı ima etti.
- The speaker hinted at corruption in the political world.
Pilot onun bir UFO olabileceğini ima etti.
- The pilot hinted that it might be a UFO.
Smith, clue Jones in on what's been happening.
... I had no clue. ...
... you haven't got a clue what price to offer because no one's ever bought one ...