O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.
- He voluntarily helped his mum clean.
Annenle Şangayca konuştuğun zaman sadece çok az kelime anlayabiliyorum, bu yüzden de konuşmaya katılamayacağım.
- When you speak Shanghainese with your mum, I only understand a few words, so I can't join in the conversation.
Kasımpatı güzel kokar.
- Chrysanthemums smell sweet.