Yolda büyük bir kemer var.
- There is a huge arch over the road.
Bir gökkuşağı gökyüzünde yedi renkli kemerdir.
- A rainbow is a seven-colour arch in the sky.
O otuz beş yıldır kabilesinin şefidir.
- He has been the chief of his tribe for 35 years.
Bölüm şefi öneriyi kabul etti.
- The section chief accepted the proposal.
O şimdiye kadar yaşamış en büyük mimar.
- He is the greatest architect that has ever lived.
En tuhaf şey onun en büyük düşmanını kaçılmaz bir ölümden kurtarmış olmasıdır.
- The strangest thing is that he saved his arch enemy from an unavoidable death.
Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi.
- In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
- The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
Dünün önemli olayları neydi?
- What were yesterday's chief events?
Geçen yılın önemli olayları nelerdi?
- What were the chief events of last year?
Genelkurmay başkanı savaşın kaybedildiğini bildirdi.
- The army chief reported that the war was lost.
Bu kuruluşta onların hepsi patron olduğu ve Hintli olmadığı için, herhangi bir karar alınması bir mucize.
- Since in this organization they're all chiefs and no Indians, it's a wonder any decisions get made.
Kazanın başlıca nedeni öngörülemeyen havaydı.
- The accident was caused chiefly by the unpredictable weather.
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
- The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
Ülkemizin başlıca ürünü pirinçtir.
- The chief crop of our country is rice.
Aşağıdakiler, 1993 yılının başlıca olaylarıdır.
- The followings are the chief events of 1993.
Benim bölüm şefimdir.
- He is the chief of my department.
Bölüm şefi öneriyi kabul etti.
- The section chief accepted the proposal.
Tom arkalojide çalışır.
- Tom works in archeology.
O bir arkeologun asistanıdır.
- He is an archeologist's assistant.
Bu kitap en çok pasif içiciliğin etkileriyle ilgilenmektedir.
- This book is chiefly concerned with the effects of secondhand smoking.
Hey, chief.
All firefighters report to the fire chief.
My father, Gadla Henry Mphakanyiswa, was a chief by both blood and custom.
When the Chief is Charged with any figure, in blazon it is said to be On a Chief.
... editor in chief of The Hindu. ...
... ERIC SCHMIDT: I've been accused of being the chief ...