Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir insan değildir.
- Prime Minister Koizumi is certainly not a cold-blooded man.
O, kesinlikle cesaretsiz değildir.
- He is certainly not without courage.
Bu kitap belirli bir değere sahiptir.
- This book has a certain value.
Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
- Properly used, certain poisons will prove beneficial.
Ona belli bir genç doktor tarafından bakıldı.
- He was taken care of by a certain young doctor.
Belli bir noktadan sonra her şey biraz daha zor oldu.
- After a certain point, everything became a little more difficult.
Ben herhangi bir hata yapmadığımdan oldukça eminim.
- I'm pretty certain I haven't made any mistakes.
Herhangi bir şey hakkında emin değilim.
- I'm not certain about anything.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly sounds confident.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly looks confident.
Tom'un ne yapacağını bildiğinden emin olmak zorundayım.
- I have to make certain Tom knows what to do.
Konserin saat kaçta başladığını Tom'un bildiğinden emin olmak zorundayım.
- I have to make certain Tom knows what time the concert starts.
O, oyunu mutlaka kazanacak.
- He is certain to win the game.
Niyetlerinizin güvenilir olduğuna eminim.
- I'm certain that your intentions are honorable.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
Sami, Leyla'nın ölümü için kimin sorumlu olduğunu bildiğinden emindi.
- Sami was certain he knew who was responsible for Layla's death.
Bu maçı kimin kazanacağı hala belli değil.
- It's still not certain who's going to win this match.
O, kesinlikle cesaretsiz değildir.
- He is certainly not without courage.
Gölde kesinlikle yüzebilirsin fakat öyle yapmanın anlamı yok.
- You can certainly swim in the lake, but there is no sense in doing so.
Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.
- The prices of certain foods vary from week to week.
Bazı çevreler aynı şeyi ısrarla söyleyip duruyorlar.
- Certain circles keep saying the same thing insistently.
Muayyen dillere çevirisi anlamsız olan cümleler vardır ve bu yüzden, sakınılması gerekir.
- There are sentences whose translation into certain languages is senseless and, therefore, should be avoided.
Certain people are good at playing (contract) bridge.
It's certainly feasible.
- It is certainly feasible.
Tom certainly is an odd kid.
- Tom certainly is a strange kid.
... you come here for so long and we've got his certain experiencing in working in ...
... don't want to laugh, because I'm quite certain that ...