a cause of worry, annoyance, or trouble; a source of vexation

listen to the pronunciation of a cause of worry, annoyance, or trouble; a source of vexation
Englisch - Türkisch

Definition von a cause of worry, annoyance, or trouble; a source of vexation im Englisch Türkisch wörterbuch

headache
{i} baş ağrısı

Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti. - At times, he suffered from a painful headache.

O çocuk tam bir baş ağrısı. - That child is a headache.

headache
{i} baş belâsı

Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir. - Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities.

headache
{i} başağrısı

Başağrısı için evde bir ilaç var mı? - Is there a home remedy for headache?

Çocuk başağrısından şikayet etti. - The boy complained of a headache.

headache
baş ağrı

Toplantıya katılamamamın nedeni şiddetli bir baş ağrımın olmasıydı. - The reason I could not attend the meeting was that I had a severe headache.

O, baş ağrısından acı çekiyor. - He is suffering from a headache.

headache
güçIük
headache
{i} dert
headache
{i} dert, baş belası
Englisch - Englisch
headache
a cause of worry, annoyance, or trouble; a source of vexation
Favoriten