a casino term meaning that the bets are at risk on the next roll of the dice

listen to the pronunciation of a casino term meaning that the bets are at risk on the next roll of the dice
Englisch - Türkisch

Definition von a casino term meaning that the bets are at risk on the next roll of the dice im Englisch Türkisch wörterbuch

working
{i} çalışma

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır. - Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.

O gerçekten şirin ve bu yüzden onunla çalışmayı seviyorum - He's really cute, and so I like working with him.

working
çalış durumda olan
working
çalıştırma

Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz. - We have to keep the machines working.

working
işleyiş

Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur. - When money ceases to have value, the entire system stops working.

working
çalışma jüyesi
working

Sen her ne zaman hazır olursan, ben işe başlamaya hazırım. - I'm ready to start working whenever you are.

İş hayatının çoğunluğunu bir diplomat olarak geçirdi. - He has spent most of his working life as a diplomat.

working
{s} çalışan

Cuma akşamları, deniz aşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar. - On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill.

Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu. - Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.

working
{i} işletme

İşletme mastırımı bitirme üzerinde çalışıyorum. - I'm working on finishing my MBA.

working
(sıfat) çalışan, işleyen, temel, yeterli, çalışma, iş
working
{i} işleme
working
{i} işleme tarzı
working
(isim) çalışma, işleme, iş, işletme, üretme, halletme, çaba, mayalanma, kazı (maden)
working
köpüren
working
working conditions ç
working
{i} çaba
working
working class işçi sınıfı
working
{i} halletme

Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz. - We're working on getting that done.

working
{s} yeterli

Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum. - I'm working like crazy to make sure I have enough time.

Englisch - Englisch
working
a casino term meaning that the bets are at risk on the next roll of the dice

    Silbentrennung

    a ca·si·no term mean·ing that the bets are at risk on the next roll of the dice

    Türkische aussprache

    ı kısinō tırm minîng dhıt dhi bets ır ät rîsk ôn dhi neks rōl ıv dhi days

    Aussprache

    /ə kəˈsēnō ˈtərm ˈmēnəɴɢ ᴛʜət ᴛʜē ˈbets ər ˈat ˈrəsk ˈôn ᴛʜē ˈneks ˈrōl əv ᴛʜē ˈdīs/ /ə kəˈsiːnoʊ ˈtɜrm ˈmiːnɪŋ ðət ðiː ˈbɛts ɜr ˈæt ˈrɪsk ˈɔːn ðiː ˈnɛks ˈroʊl əv ðiː ˈdaɪs/
Favoriten