Bir spor araba istiyordum ama karım bir karavan almamızı söyledi.
- I wanted a sports car, but my wife said we needed a van.
Tom karavanın arkasında uyuyor.
- Tom is asleep in the back of the van.
Bir çingene ailesi karavanlarıyla birlikte kamp yapıyordu.
- One gypsy family with their caravan was encamped.
O, karavanı arabasına bağladı.
- He hitched the caravan to his car.
Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu.
- A long caravan of camel was heading to the West.
Elli develi bir kervan, çölde yavaş yavaş ilerliyordu.
- A caravan of fifty camels slowly made its way through the desert.