Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet him at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet her at the coffee shop.
Mağazada yeni bir uzun balık oltası var.
- There’s a new long fishing rod in the shop.
Müşterimiz yoktu, bu yüzden mağazayı erken kapattık.
- We had no customers, so we shut the shop early.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Alışveriş etmek için şehir merkezine gidiyoruz.
- We're going downtown to go shopping.
Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.
- The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.
Bir süre iş konuşalım.
- Let's talk shop for a while.
Tamirhaneye gidiyorum.
- I'm going to the repair shop.
Sami'nin bir araba tamirhanesi var.
- Sami owns an auto body shop.
Tamir atölyesine gidiyorum.
- I'm going to the repair shop.