a boxing or martial arts match

listen to the pronunciation of a boxing or martial arts match
Englisch - Türkisch

Definition von a boxing or martial arts match im Englisch Türkisch wörterbuch

fight
{f} kavga etmek

Kavga etmek benim tarzım değildir. - Fighting isn't my style.

Seninle kavga etmek istemiyorum. - I don't want to fight you.

fight
{f} savaşmak

Düşmanla savaşmak için güçlerini birleştirdiler. - They combined forces to fight the enemy.

Büyük bir savaşçı güç yayar. O ölümüne savaşmak zorunda değildir. - A great warrior radiates strength. He doesn't have to fight to the death.

fight
{i} dövüş

Tom seninle dövüşmeyecek kadar akıllıdır. - Tom knows better than to fight with you.

Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı. - They knew they must fight together to defeat the common enemy.

fight
{i} kavga

Sınır kavgaları yaygındı. - Border fights were common.

Neden kavga ettiklerini bilmiyorum. - I don't know why they are fighting.

fight
{i} uğraşma
fight
döğüşmek

Döğüşmekten başka seçeneğimiz yoktu. - We had no alternative but to fight.

Sizinle döğüşmekten usandım. - I'm tired of fighting with you.

fight
uğraş
fight
boğuşmak
fight
savaş

Farragut, New Orleans'ı savaş olmadan ele geçirdi. - Farragut captured New Orleans without a fight.

Malzemeler olmadan, onun ordusu çok uzun savaşamadı. - Without supplies, his army could not fight very long.

fight
tartışmak
fight
savaşım

Ben kendi savaşımı veriyorum. - I fight my own battles.

fight
{f} (fought)
fight
{f} savaş vermek
fight
muharebe
fight
defetmek
fight
{f} uğraşmak
fight
fight it out mücadele yoluyla hesabını görmek
Englisch - Englisch
fight
a boxing or martial arts match

    Silbentrennung

    a box·ing or mar·tial arts match

    Türkische aussprache

    ı bäksîng ır märşıl ärts mäç

    Aussprache

    /ə ˈbäksəɴɢ ər ˈmärsʜəl ˈärts ˈmaʧ/ /ə ˈbɑːksɪŋ ɜr ˈmɑːrʃəl ˈɑːrts ˈmæʧ/
Favoriten