Yangının uğultusu çığlıkları bastırdı.
- The roar of the fire drowned the screams.
Uzakta kaplanların kükrediğini duyduk.
- We heard tigers roaring in the distance.
Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
- The lion opened its huge mouth and roared.
Aslan iki yaşındayken kükremeye başladı.
- Leo started to roar when he was two years old.
Biz yaklaşırken, aslan kükremeye başladı.
- The lion began to roar as we approached.
Kendi toplarının gürlemesi son derece gürültülüydü.
- The roar of their own cannons was extremely loud.
Sağır edici bir gürlemeyle, roket uzaya fırlatıldı.
- With a deafening roar, the rocket was hurled into space.