Tom gerilimi hafifletmeye çalıştı.
- Tom tried to ease the tension.
Gerilimi hissedebiliyor musun?
- Can you feel the tension?
İkimiz arasında büyüyen bir gerginlik hissettim.
- I felt the tension grow between us.
Tom, John ve Mary arasında bir gerginlik hissetti.
- Tom sensed a tension between John and Mary.