The teacher checks the class roster.
- Öğretmen sınıf listesini kontrol eder.
The first checklist was published in 1961.
- İlk kontrol listesi 1961 yılında yayımlandı.
I had a checklist I used.
- Kullandığım bir kontrol listem vardı.
He's been blacklisted.
- O, kara listeye alındı.
You've been blacklisted.
- Sen kara listeye alındın.
I wish you would make a list of the newly published books.
- Keşke yeni basılmış kitapların bir listesini yapsan.
I want a complete list of your books.
- Kitaplarının tam listesini istiyorum.
I'm on the honor roll.
- Ben onur listesindeyim.
Tom is an honor roll student.
- Tom bir onur listesi öğrencisidir.
We can offer these new products at 20% below list price.
- Biz bu yeni ürünleri liste fiyatının % 20 altında sunabiliriz.
Tom bought a computer at thirty percent off the list price.
- Tom, liste fiyatından yüzde otuz daha ucuza bir bilgisayar aldı.