Definition von aşağılayıcı im Türkisch Englisch wörterbuch
- derogatory
The drunken men made derogatory remarks toward the women in the club.
-Sarhoş erkekler kulüpteki kadınlara yönelik aşağılayıcı yorumlar yapıyorlardı.
- insulting
If Tom becomes insulting, show him the door.
-Eğer Tom aşağılayıcı olursa ona kapıyı göster.
Dan's message was insulting.
-Dan'ın mesajı aşağılayıcıydı.
- scornful
- humiliating
That would be humiliating.
-O aşağılayıcı olurdu.
This is really humiliating.
-Bu gerçekten aşağılayıcı.
- ignominious
It is more ignominious to mistrust our friends than to be deceived by them.
-Arkadaşlarımıza güvenmemek onlar tarafından aldatılmaktan daha aşağılayıcıdır.
- contemptuous
- pejorative
- ignoble
- opprobrious
- insolent
- disparaging
- {i} humbling
This is really humbling.
-Bu gerçekten aşağılayıcı.
It's all been very humbling.
-Hepsi çok aşağılayıcı oldu.
- zenci (aşağılayıcı)
- nigger
- aşağıla
- {f} humbling
It's all been very humbling.
-Hepsi çok aşağılayıcı oldu.
It was a humbling experience.
-Aşağılayıcı bir deneyimdi.
- aşağıla
- {f} humbled
- aşağıla
- {f} humble
- aşağıla
- despise