aşağıdaki

listen to the pronunciation of aşağıdaki
Türkisch - Englisch
following

I need the following items. - Aşağıdaki malzemelere ihtiyacım var.

Answer the following questions in English. - Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın.

downstairs
the following

Answer the following questions in English. - Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın.

On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages. - 10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır.

nether
the undermentioned
lower
under
below

Complete the formula here below. - Aşağıdaki formülü tamamlayın.

Please read the text below. - Lütfen aşağıdaki metni okuyunuz.

{i} follow

On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages. - 10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır.

Answer the following questions in English. - Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın.

followings

The followings are the chief events of 1993. - Aşağıdakiler, 1993 yılının başlıca olaylarıdır.

aşağı
below

We saw a lake far below. - Biz çok aşağıda bir göl gördük.

Who lives in the room below? - Aşağıdaki odada kim yaşıyor?

aşağı
down

We asked him on the interphone if he could come downstairs quickly. - Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk.

Tom ran down the stairs. - Tom merdivenlerden aşağıya koştu.

aşağıdaki gibi
as follows

By way of conclusion he said as follows. - O, sonuca bakarak aşağıdaki gibi söyledi.

The pronunciation is as follows: - Telaffuz aşağıdaki gibidir:

aşağıdaki gibi anlaşmışlardır
(Hukuk) has agreed as follows
aşağı
inferior

There is no reason for you to feel inferior to anyone. - Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

He has an inferiority complex. - Onun bir aşağılık kompleksi var.

aşağı
minus
aşağı
lowly
aşağı
lower

Hanover is the capital of Lower Saxony. - Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.

The actual price was lower than I had thought. - Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.

aşağı
hedge
aşağı
inferior to

There is no reason for you to feel inferior to anyone. - Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

aşağı
de
aşağı
second
aşağı
bottom

Tom found the wallet he thought he'd lost after searching the house from top to bottom. - Evi baştan aşağı aradıktan sonra Tom, kaybettiğini düşündüğü cüzdanı buldu.

They are examining him from top to bottom. - Onlar onu yukarıdan aşağıya muayene ediyorlar.

aşağı
less

Tom definitely won't work for less than $300 an hour. - Tom kesinlikle bir saat için 300 dolardan daha aşağısına çalışmaz.

Tom and Mary are more or less the same weight. - Tom ve Mary aşağı yukarı aynı ağırlıktalar.

aşağı
(Bilgisayar) move down

We saw the parade move down the street. - Geçit töreninin caddeden aşağıya doğru ilerlediğini gördük.

aşağıdaki gibi
(Bilgisayar) as
aşağı
de-
aşağı
nether
aşağıdaki gibi
as stated below
aşağı
down of
aşağı
down on

The victim's body was lying face down on the rug. - Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu.

Tom started bouncing up and down on the bed. - Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.

aşağıdaki gibi
as following
aşağıdakiler
follows
aşağı
down, downstairs
aşağı
poor in quality, inferior; low in value
aşağı
commonplace, common
aşağı
the lower part, bottom
aşağı
sub

The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing. - Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.

You can watch movies with English subtitles using this link. - Aşağıdaki linkten, filmleri İngilizce altyazılı olarak izleyebilirsiniz.

aşağı
hypo
aşağı
lower, down, inferior; common, mean; less; the lower part, bottom; down, below
aşağı
infra
aşağı
the one below
aşağı
under

My chinese is far from perfect, but I can roughly understand everything he is saying. - Benim Çincem mükemmel olmaktan uzak, ama aşağı yukarı onun söylediği her şeyi anlayabiliyorum.

He can't be under thirty. - O otuzdan aşağı olamaz.

aşağı
downward
aşağı
downstairs

We asked him on the interphone if he could come downstairs quickly. - Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk.

She came downstairs with a letter in her hand. - Elinde bir mektupla merdivenlerden aşağı indi.

aşağıdakiler
those below
en aşağıdaki
nethermost
en aşağıdaki
undermost
en aşağıdaki
lowermost
aşağıdaki
Favoriten