aşırma

listen to the pronunciation of aşırma
Türkisch - Englisch
{i} picking
plagiarized
theft
passing over
plagiarizing, plagiarism
picking and stealing
(something) which has been stolen, stolen (article)
petty larceny; crib
girth (for a saddle, pack, etc.)
getting (something) over (a high place); propelling (something) over (the heads of others); transporting (goods) through (one place) to (another)
pinching, filching, swiping; plagiarism; plagiarized; stolen, pinched
purlin, purline
(Konuşma Dili) stealing, theft
stolen
pinched
pinching
(İnşaat) purlin
bypass
pilferage
plagiarism
petty larceny
abstraction
{i} crib
plagiary
aşırmak
mooch
aşırmak
steal
aşırmak
pass over
aşırma ateşi
mil . overhead fire
aşırma kayış
belt (used to drive a machine)
aşırma yelken
lugsail
aşırma yelken
naut . lugsail
aşırmak
pilfer

My wife has the strange habit of pilfering wads of toilet paper from public restrooms. - Karımın kamu tuvaletlerinden tuvalet kağıdı tomarlarını aşırmak gibi tuhaf alışkanlığı var.

aşırmak
{f} hook
aşırmak
{f} abstract
aşırmak
take
aşırmak
run off with
aşırmak
overlap
aşırmak
heist
aşırmak
snaffle
aşırmak
run away with
aşırmak
knock off
aşırmak
sneak
aşırmak
{f} snitch
aşırmak
scrounge
aşırmak
to plagiarize
aşırmak
(Konuşma Dili) to make off with, swipe, steal
aşırmak
help oneself to
aşırmak
to exceed (a limit)
aşırmak
bag
aşırmak
to steer clear of, manage to avoid (a danger)
aşırmak
make off with
aşırmak
prig
aşırmak
to pass over; to pinch, to swipe, to pilfer, to filch, to bag, to nick, to crib, to run away with, to rip sth off; plagiarize
aşırmak
cop
aşırmak
filch
aşırmak
hoist
aşırmak
purloin
aşırmak
to grab (someone, something) and take it to (a place)
aşırmak
to get (something) over (a high place); to propel (something) over (the heads of others); to transport, convey (goods) through (one place) to (another place)
aşırmak
whip; pass over
aşırmak
to get rid of (an unwanted visitor) without offending him/her
aşırmak
walk off with
aşırmak
{f} whip
aşırmak
cabbage
aşırmak
help
Türkisch - Türkisch
Başkalarının yazılarından bölümler, mısralar alıp kendisininmiş gibi gösterme veya başkalarının konularını benimseyip değişik biçimde anlatma, intihal
Aşırılmış
Küçük kazan, kova, bakraç
Aşırmak işi
Kova
Yapı çatılarında uzun mertek, aşık
intihal
(Osmanlı Dönemi) BERTİH
aşırma kayış
Bir çarkı döndürmek için kasnaktan kasnağa geçirilen kuşak biçimindeki kayış çember
Aşırmak
aşırtmak
aşırmak
Başkasının eserinden parçalar alıp kendisininmiş gibi göstermek
aşırmak
Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden öte yanına geçirmek
aşırmak
Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek: "Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır."- Atasözü. Çalmak, çalıp götürmek, araklamak: "Borcunu ödeyemeyecek fakat bavulunu oradan nasıl aşırabilecekti?"- H. R. Gürpınar
aşırmak
Tehlike içinde bulunan bir şeyi acele kaçırmak
aşırmak
Çalıp götürmek
aşırma
Favoriten