ağlar

listen to the pronunciation of ağlar
Türkisch - Englisch
networks
Plural of network
Two or more computers physically joined together so they can share files and information
Connected systems, the properties of which do not entirely depend on the actual units involved but on the dynamics of the interconnections
anything reticulated or decussated, at equal distances, with interstices between the intersections (Samuel Johnson's Dictionary)
A computer network is a group of computers that are linked so that information can travel between the computers The computers could be in the same room and linked via copper cables, or located in different countries, linked by satellites, phone lines or fibre optic cables Common networking systems include Novell, Banyan, TCP/IP and LocalTalk The Internet is one of the world's largest networks, rivalled only by such networks as the Visa credit network
companies which own the masts: BT Cellnet, Vodaphone, Orange and One 2 One in the UK (Virgin uses One 2 One's network to provide a service )
Organizations that are linked through contractual or ownership relationships Many health plans consider themselves "network developers" because they contract with physicians and hospitals on behalf of their customers, employers, and carriers
Groups of computers that exchange information and data
Networks are generally defined in terms of protocol, access, and distance The following descriptions of major network types should illustrate this: Internet: TCP/IP protocol, unlimited access (although specified computers, drives, or files may be blocked), unlimited distance intranet: Similar to Internet, except limited access WAN: Similar to intranet except it is not restricted to TCP/IP protocol LAN: Similar to WAN except distance is limited (normally not more than 1-2 miles) and protocol is different
The companies that provide the mobile phone service are called networks In the UK these are BT Cellnet, Vodafone, Orange, One2One and Virgin Mobile
{i} network

There may be a killer who looks harmless in any social network. - Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.

Social networking sites are dangerous for people under 13. - Sosyal ağ siteleri, 13 yaşından küçük insanlar için tehlikelidir.

web

A big spider was spinning a web. - Büyük bir örümcek bir ağ örüyordu.

The physical world is a complex web of events, and nothing happens for only one reason.. - Fiziksel dünya olayların karmaşık ağıdır ve hiçbir şey tek bir sebeple gerçekleşmez.

net

There may be a killer who looks harmless in any social network. - Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.

Social networking sites are dangerous for people under 13. - Sosyal ağ siteleri, 13 yaşından küçük insanlar için tehlikelidir.

Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
(deyim) There will never be anyone to care for you as much as your mother would do
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
(Atasözü) Your mother alone will be wail you
{i} tissue
spider

The bite of this spider causes intense pain. - Bu örümceğin ısırması şiddetli ağrıya sebep olur.

A big spider was spinning a web. - Büyük bir örümcek bir ağ örüyordu.

(Bilgisayar) node
nett
(Matematik) reticle
grit

Tom is gritting his teeth in obvious pain. - Tom ağrıyan dişlerini gıcırdatıyor.

(Denizbilim) bunt
{i} trawl
crotch
sosyal ağlar
social networks
yerel ağlar
local area network
reticulum
(Giyim) Crotch (of trousers)
net; network; (tuzak) net, mesh; (örümcek ağı) web, cobweb
mesh
diffraction grating
fishnet
reticular
filet
net for catching fish
netting
dragnet
graticule
network; spider's web; cobweb
{i} gin
{i} plexus
rete
driftnet
{i} system

The tree's root system stretches over thirty meters. - Ağacın kök sistemi otuz metre boyunca uzanır.

Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan. - Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.

{i} cobweb

Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through. - Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.

There is a big cobweb in the corner. - Köşede büyük bir örümcek ağı var.

yerel ağlar 
(Bilgisayar) local area networks 
Türkisch - Türkisch

Definition von ağlar im Türkisch Türkisch wörterbuch

apışlık
Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü
Tuzak
Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü
Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmış örgü, şebeke
Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmışörgü
Ak
Pantolonun apış arasına gelen yeri
Bilgisayar ağı değişik yerlerdeki bilgisayar sistemlerini birbirine bağlayan bir veri iletişim sistemi
Oyun alanını ortadan ikiye bölen veya kale direkleri arkasına gerilen, iple yapılmış örgü. Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmış örgü, şebeke
Tuzak: "Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü, ne ondurdu."- S. Ayverdi
Kafes biçimindeki örgü
Donun veya pantolonun apış arasına gelen yeri, apışlık
İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü
Beyaz, ak
ağlar
Favoriten