açık hava

listen to the pronunciation of açık hava
Türkisch - Englisch
1. open air, outdoor; fresh air. 2. clear weather
outdoors

I loved being outdoors when I was younger. - Gençken açık havada olmayı severdim.

Tom loves being outdoors. - Tom açık havayı çok seviyor.

a) open air, outdoor, fresh air b) clear weather c) open-air+
the open

We had a good time in the open air. - Açık havada iyi zaman geçirdik.

The open-air concert was cancelled because of the rain. - Açık hava konseri yağmur yüzünden iptal oldu.

tiyatrosu open-air theater
fresh air
open air

We spent three hours in the open air. - Açık havada üç saat geçirdik.

A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness. - Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.

alfresco
outdoor

Rugby is an outdoor game. - Ragbi bir açık hava oyunudur.

In the summer, we enjoy outdoor sports. - Yazın, açık hava sporlarını severiz.

open

We had a party in the open. - Bizim açık havada bir partimiz vardı.

Fresh produce is sold at an open-air market. - Açık hava marketinde taze ürün satılmaktadır.

open-air

Italy is a large open-air museum. - İtalya büyük bir açık hava müzesidir.

Fresh produce is sold at an open-air market. - Açık hava marketinde taze ürün satılmaktadır.

fair-weather
fair weather

After rain comes fair weather. - Yağmurdan sonra açık hava gelir.

{s} hypaethral
element
hypethral
açıkhava
outdoor
açık hava basıncı
Atmospheric pressure
açık hava banyosu
air bath
açık hava gösterisi
outdoor performance
açık hava ocağı
opencast mine
açık hava sineması
open-air movie theater, open-air cinema
açık hava sporları
field sports
açık hava sporları sezonu
outdoor season
açık hava tiyatrosu
open-air theatre
açık hava tiyatrosunda sergilenen oyun
outdoor performance
açık hava toplantısı
public protest meeting
açık hava türbülansı
clear-air turbulence
açık hava çekimi
outdoor shot
devamlı açık hava
set fair
hava açık
(Askeri) cavu-cavu
Türkisch - Türkisch
Bahçe, park gibi yapı dışı olan yer
Bulutsuz hava
açık hava sineması
Yazın veya iklimi elverişli yerlerde sürekli olarak çalışan, üstü açık, yanları kapalı sinema
açık hava tiyatrosu
Yazın veya iklimi elverişli yerlerde sürekli olarak çalışan, üstü açık, yanları kapalı tiyatro
açık hava
Favoriten