3-d view

listen to the pronunciation of 3-d view
Englisch - Türkisch

Definition von 3-d view im Englisch Türkisch wörterbuch

3-d view
(Bilgisayar) 3-b görüntü
point of view
bakış açısı

Soruna farklı bir bakış açısından bakalım. - Let's look at the problem from a different point of view.

Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz. - We should consider the problem from a child's point of view.

view
incelemek
view
manzara

Onun bir tepenin üzerinde yer alan evinin güzel bir manzarası var. - Situated on a hill, his house commands a fine view.

Oda, güzel bir göl manzarasına hakim. - The room commands a fine view of the lake.

view
{i} görünüm

Onlar tepeden doğal görünüme hayran oldu. - They admired the scenic view from the hill.

Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir. - The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.

view
kanı
view
{i} görüş alanı

Ölüm sadece bir ufuktur. Ve bir ufuk sadece görüş alanımızın sınırıdır. - Death is only a horizon. And a horizon is just the edge of our field of view.

Gemi yakında görüş alanına girdi. - The ship soon came into view.

view
görüş

Onların görüşleri arasında ince bir fark vardı. - There was a subtle difference between their views.

Onları hayat görüşü acayip görünebilir. - Their view of life may appear strange.

view
{i} görüntü

Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir. - The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.

Tokyo'nun gece görüntüsü muhteşemdir. - The night view of Tokyo is wonderful.

view
bakış

Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur. - From my personal point of view, his opinion is right.

Bu geçerli bir bakış açısıdır. - This is a valid point of view.

in view of
den dolayı
in view of something
Göz önüne alındığında
in view of
göz önüne alındığında
in view of
-den dolayı, ... yüzünden, -i göz önünde tutarak
in view of
göz önüne alınacak olursa
in view of the fact that
göz önünde bulundurarak
point of view
görüş açısı
view finder
vizör
3d view
(Bilgisayar) 3b görünüm
advanced view
(Bilgisayar) gelişmiş görünüm
advanced view
(Bilgisayar) gelişmiş görüntü
angle of view
(Askeri,Fotoğrafçılık) görüş açısı
apply view
(Bilgisayar) görünümü uygula
bottom view
(Askeri) uçağın alttan görünüşü
bottom view
alttan görünüş
center view
(Bilgisayar) görünümü ortala
come into view
meydana çıkmak
come into view
ortaya çıkmak
common view
ortak kanı
conversation view
(Bilgisayar) iletişim görünümü
create view
(Bilgisayar) görünüm oluştur
custom view
(Bilgisayar) özel görünüm
customize view
(Bilgisayar) görünümü özelleştir
data view
(Bilgisayar) veri görünümü
day view
(Bilgisayar) gün görünümü
default view
(Bilgisayar) varsayılan görünüm
design view
(Bilgisayar) tasarım görünümü
develop a point of view
bakış açısı geliştirmek
edit view
(Bilgisayar) düzenleme görünümü
edit view
(Bilgisayar) düzen görünümü
edit view
(Bilgisayar) görünümü düzenle
edit view
(Bilgisayar) düzenleyici görünümü
enter/view
(Bilgisayar) gir/görüntüle
exploded view
(Askeri) parça şeması
extended view
(Bilgisayar) genişletilmiş görünüm
external view
dış görünüş
file view
(Bilgisayar) dosya görünümü
folder view
(Bilgisayar) klasör görünümü
form view
(Bilgisayar) form görünümü
from my point of view
fikrimce
from the point of view
bakımından
from the point of view of
itibarı ile
from this point of view
bu bakımdan
general view
genel görünüş
general view
genel görünüm
having a fine view
manzaralı
in full view
aleni olarak
in full view
görünürde
in my view
fikrimce
in view
görünürde
in view
görünür
in view
ortada
in view of
göz önünde tutulursa
in view of
yüzünden
in view of
eğer
include in view
(Bilgisayar) görünüm kapsamı
keep in view
gözden kaybetmemek
keep in view
gözden uzak tutmamak
lake view
göl manzarası
live data view
(Bilgisayar) yayındaki veri görünümü
month view
(Bilgisayar) ay görünümü
new view
(Bilgisayar) yeni görünüm
outline view
(Bilgisayar) anahat görünümü
page view
(Bilgisayar) sayfa gösterimi
page view
(Bilgisayar) sayfa görünümü
point of view
noktainazar
print view
(Bilgisayar) yazdırma görünümü
quick view
(Bilgisayar) hızlı görünüm
rear view
arkadan görünüş
reduction of view
(Askeri) hedef küçültme
report view
(Bilgisayar) rapor görünümü
sea view
deniz manzaralı
side view
yan görünüş
side view
(Tıp) yandan görünüm
slide view
(Bilgisayar) slayt görünümü
take a dim view
(deyim) iyi gözle bakmamak
take a dim view of
doğru bulmamak
top view
kuşbakışı
view
vaziyet
view
nezaret
view
görüntülemek
view
(Kanun) mahallinde keşif
view
(Kanun) yerinde denetleme
view
düşünce

Bir avukat olma düşüncesiyle gece gündüz çalıştı. - He studied day and night with a view to becoming a lawyer.

Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum. - I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things.

view
maksat
view
yoklamak
view
fikirsiz
view
(Bilgisayar) görüntüle

Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum. - I love the scenery viewable from the Shinkansen.

Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir. - The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.

view
(Bilgisayar) görünüm menüsü
view
dikkat çekici görünüş
view
kam
view
(Bilgisayar) göster

Sana muhteşem bir manzara göstermek istiyorum. - I want to show you a spectacular view.

Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır. - Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.

view all
(Bilgisayar) tümünü göster
view chart
(Bilgisayar) çizelgeyi görüntüle
view chart
(Bilgisayar) grafiği göster
view chart
(Bilgisayar) grafik görüntüle
view code
(Bilgisayar) kod görüntüle
view data
(Bilgisayar) görünüm verisi
view draft
(Bilgisayar) taslak görüntüle
view files
(Bilgisayar) dosya görüntüle
view files
(Bilgisayar) dosyaları göster
view files
(Bilgisayar) dosyaları görüntüle
view forms
(Bilgisayar) form görüntüle
view get
(Bilgisayar) görünüm al
view grid
(Bilgisayar) kılavuz görüntüle
view host
(Bilgisayar) ana bilgisayarı göster
view hours
(Bilgisayar) saatleri görüntüle
view icons
(Bilgisayar) simge görüntüle
view labor
(Bilgisayar) emeği görüntüle
view list
(Bilgisayar) görünüm listesi
view list
(Bilgisayar) listeyi görüntüle
view lists
(Bilgisayar) listeleri görüntüle
view log
(Bilgisayar) günlüğü görüntüle
view log
(Bilgisayar) günlüğü göster
view map
(Bilgisayar) harita göster
view menu
(Bilgisayar,Teknik) sunuş menüsü
view menu
(Bilgisayar) görünüm menüsü
view mode
(Bilgisayar) mod görüntüle
view mode
(Bilgisayar) görüntüleme modu
view name
(Bilgisayar) görünüm adı
view of this
(Bilgisayar) listenin
view pages
(Bilgisayar) sayfaları izle
view show
(Bilgisayar) gösteri görüntüle
view show
(Bilgisayar) gösteriyi görüntüle
view show
(Bilgisayar) görünüm göster
view sql
(Bilgisayar) sql göster
view sql
(Bilgisayar) sql görüntüle
view type
(Bilgisayar) görünüm türü
view zoom
(Bilgisayar) görünüm yakınlaştır
view/edit
(Bilgisayar) görüntüle/düzenle
wide field of view
geniş görüş alanı
wide view mirror
geniş görüş aynası
angle of field of view
görüş alan açısı
bird's eye view
kuşbakışı görünüm
bird's-eye view
kuşbakışı görünüm
come into view
görüş alanına gir
from this point of view
buradan hareketle
front view
önden görünüş
in view of
-den dolayı
on view
sergilenmekte
point of view
bakım
point of view
görüş

O, farklı görüşten insanlara açık. - She is open to people who have a different point of view.

Görüşüne tamamen katılıyorum. - I fully agree with your point of view.

rear view mirror
dikiz aynası
side view
yandan görünüş
take a dim view of
küçük görmek
top view
üstten görünüş
view
görünüş
view
görmek

Bu cümleyi görmek için en az on sekiz yaşında olmalısın. - You must be at least eighteen to view this sentence.

view
bakmak
view
muayene etmek
view
değerlendirmek
view
üzerinde düşünmek
view
{f} gör

Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir. - Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.

Onları hayat görüşü acayip görünebilir. - Their view of life may appear strange.

view
tetkik etmek
with a view to
amacıyla

İyi bir koltuk almak amacıyla tiyatroya oldukça erken gittim. - I went to the theater quite early with a view to getting a good seat.

Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim. - I went to the department store with a view to buying a present.

aerial view
havadan görünüş
change view
değişim görüntüsü
close up view
görmek kadar yakın
elevation view
yükseklik görünümü
fog blurs the view
sis blurs görünüm
frontal view
frontal görünüm
group view
grup görüntüsü
in the view to
görüntülemek için
mist obscures the view
sis görüş gizlemektedir
narrow view
dar görünüm
out into view
dışarı içine görünümü
plan view
plan görünümü
point of view
Nokta-i nazar
profile not available for view
profil, görüntülenmek için elverişli değil
rear-view
dikiz
rear-view mirror
dikiz aynası
sectional view
kesit görünümü
slides view
slayt görüntüsü
take a dim view of
(deyim) Olumsuz bakmak, olumsuz yaklaşmak
take a view
bir görünüm alır
take a view of
bir bakmak
task view
Görevi görüntülemek
to take a broad view
geniş bir görüş almak
to view
görüntülemek için
view angle
görüş acısı
view as
görünümü olarak
view image
görünümü görüntü
view of life
hayata bakış
view to
görüntülemek için
view with a jaundiced eye
öküz altında buzağı aramak
worm's eye view
Aşağıdan veya alt seviyeden bakış
Englisch - Englisch

Definition von 3-d view im Englisch Englisch wörterbuch

bird's-eye view
The view from directly or high above
clear view screen
a circular disc of plate glass, set into the screen of a ship's bridge and spun at high speed by an electric motor in heavy rain or snow; it offers a clear view forward
exploded view
a view in a drawing showing how parts in an assembly fit together

An exploded view will show the assembly details well.

field of view
The angular extent of what can be seen, either with the eye or with an optical instrument or camera
in view of
considering
out of view
hidden, not visible
pay-per-view
A system of viewing individual television programmes for an additional charge over and above that for the standard service; normally used on cable and satellite systems
point of view
An attitude, opinion, or set of beliefs

His point of view is that there is only one true religion.

point of view
The perspective from which a narrative is related

The storyline in the film The Usual Suspects is presented from the point of view of an unreliable narrator.

point of view
A position from which something is seen; outlook; standpoint

From an economist's point of view, business is all about money.

points of view
plural form of point of view
rear-view mirror
a mirror in a vehicle that allows the driver to see the traffic behind
rear-view mirrors
plural form of rear-view mirror
take a dim view of
To dislike; to regard with skepticism, disbelief, disfavor, etc

Philip takes a dim view of people calling him Flip.

view
Something to look at, such as a scenery

My flat has a view of a junkyard.

view
The range of vision

If there are any rabbits in this park, they keep carefully out of our view.

view
The act of seeing or looking at something

He changed seat to get a complete view of the stage.

view
A virtual or logical table composed of the result set of a query in relational databases
view
A point of view

From my view that is a stupid proposition.

view
A way of understanding something, an opinion, a theory

Your view on evolution is based on religion, not on scientific findings.

view
An intention or prospect

I gave you the money with the view that you would invest it wisely.

view
To look at

He viewed the painting and praised the artist for his masterpiece.

Try to look at it from Tom's point of view. - Try to look at it from Tom's point of view.

view
To show

To view the desktop, click the small desktop icon on the bottom of your screen.

view
A wake
view
A mental image

I need more information to get a better view of the situation.

view
A picture

There was a view of the accident site on the front page.

view
The part of a computer program which is visible to the user, the part the user interacts with; a user interface to the underlying logic of the program
view camera
A type of camera with a flexible bellows forming a light-tight seal between two adjustable standards, one of which holds a lens, and the other a viewfinder or a photographic film holder
view cameras
plural form of view camera
with a view to
With an intention to

We read the contract with a view to how it could be made to look to voters.

worm's-eye view
A view of an object from below, from the ground
in view of something
Because of a particular thing, or considering a particular fact
view
{n} a sight, prospect, survey, display, design
view
{v} to see, perceive, look, survey, examin
bird's eye-view
View from above, view seen from high in the air
resource-based view
(Ekonomi) The resource-based view (RBV) is an economic tool used to determine the strategic resources available to a firm. The fundamental principle of the RBV is that the basis for a competitive advantage of a firm lies primarily in the application of the bundle of valuable resources at the firm’s disposal (Wernerfelt, 1984, p172; Rumelt, 1984, p557-558). To transform a short-run competitive advantage into a sustained competitive advantage requires that these resources are heterogeneous in nature and not perfectly mobile (Barney, 1991, p105-106; Peteraf, 1993, p180). Effectively, this translates into valuable resources that are neither perfectly imitable nor substitutable without great effort (Hoopes, 2003, p891; Barney, 1991, p117). If these conditions hold, the firm’s bundle of resources can assist the firm sustaining above average returns
view as
keep in mind or convey as a conviction or view; "take for granted"; "view as important"; "hold these truths to be self-evident"; "I hold him personally responsible"
3-d view

    Aussprache

    Videos

    ... My own view, by the way, is I've added to that. I happen to believe ' I want the kids ...
    ... I've got a different view. I think we've got to invest in education and training. I think ...
Favoriten