2nd person singular present of to live

listen to the pronunciation of 2nd person singular present of to live
Englisch - Türkisch

Definition von 2nd person singular present of to live im Englisch Türkisch wörterbuch

lives
i., çoğ., bak. life
lives
ömürler

Böylece, evlenmediler ve mutlu mesut ömürlerinin sonuna kadar yaşadılar. - And so they didn't marry and they lived happily until the end of their lives.

İçe dönük kimselerin dışa dönük kimselerden daha kısa ömürleri mi var? - Do introverts have shorter lives than extroverts?

lives
hayatlar

Binlerce ve binlerce asker hayatlarını kaybetti. - Thousands and thousands of soldiers lost their lives.

Lincoln'un ebeveynleri tüm hayatları boyunca fakir kaldılar. - Lincoln's parents remained poor all their lives.

lives
yaşam

Tom'un sorunu kendi dünyasında yaşamaktır. - Tom's problem is that he lives in his own bubble.

Yakında yaşamasına rağmen , onu nadiren görürüm. - Although she lives nearby, I rarely see her.

lives
live yaşa
Englisch - Englisch
lives