180

listen to the pronunciation of 180
Türkisch - Türkisch

Definition von 180 im Türkisch Türkisch wörterbuch

Ali imran 180
(Kuran) Allah'ın bol nimetinden verdiklerinde cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, bilakis bu onların kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah işlediklerinizden haberdardır. *
Araf 180
(Kuran) En güzel isimler Allah'ındır, O'na o isimlerle dua edin, O'nun isimleri konusunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir
Bakara 180
(Kuran) Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol göstererek yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi. Sizden bu ayı idrak eden, onda oruç tutsun; hasta veya yolculukta olan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutsun. Allah size kolaylık ister, zorluk istemez. Bu kolaylıkları, sayıyı tamamlamanız ve size yol gösterdiğine karşılık O'nu Ululamanız için meşru kılmıştır; ola ki şükredersiniz
Saffat 180
(Kuran) Senin güçlü olan Rabbin, onların vasıflandırmalarından münezzehtir
Englisch - Englisch
A complete change of direction or opinion

She used to like turnips, but she did a 180 and now hates them.

The act of spinning 180 degrees in the air

He did a 180 off the diving board.

do a 180
Go back on a promise or statement
do a 180
Physically turn around and go back in the direction from which one came
180
Favoriten