121,160 entries: 117,469 new terms: 8,122 new entries : 7,660

listen to the pronunciation of 121,160 entries: 117,469 new terms: 8,122 new entries : 7,660
Englisch - Türkisch

Definition von 121,160 entries: 117,469 new terms: 8,122 new entries : 7,660 im Englisch Türkisch wörterbuch

terms
{i} şartlar

Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız. - At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.

Daha iyi şartlar bekliyorduk. - We expected better terms.

terms
adlandır
terms
{i} ücret
terms
anlaşma koşulları
terms
(Kanun) hükümler
terms
vadeler
terms
ara

Tom'un Mary ile arası iyidir. - Tom is on good terms with Mary.

Onların komşularıyla arası iyi. - They're on good terms with their neighbors.

terms
bilimsel terimler
terms
{i} samimiyet
terms
terim/vade/dönem/koşul
terms
{i} yakınlık
terms
{i} fiyat

Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim. - I'll agree to the terms if you lower the price.

terms
{i} koşullar

Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır. - Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.

Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti. - The next step was to negotiate terms of a peace treaty.

Englisch - Englisch
terms