Tom iyi görünümlü ve karizmatiktir.
- Tom is good looking and charismatic.
Tom hakkında ne düşünüyorsun? Onun güzel bir sesi var. Sadece güzel bir ses mi? Pekala, onun yüzü özel bir şey değil, değil mi? Gerçekten mi! Sanırım o oldukça yakışıklı.
- What did you think of Tom? He's got a nice voice. Just a nice voice? Well, his face is nothing special, right? Really! I think he's pretty good looking.
O yaşına göre yakışıklı.
- He's good looking for his age.
Aptal görünmekten korkuyordum.
- I was afraid of looking stupid.
Aptal görünmeyi sevmiyorum.
- I don't like looking foolish.
O kız güzel görünümlü.
- That girl is good-looking.
Mary güzel bir kadın.
- Mary is a good-looking woman.
Tom yakışıklı bir adamdır, ama çok samimi değil.
- Tom is a good-looking guy, but he's not too friendly.
O yakışıklı bir adam.
- He's a good-looking man.
Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum.
- I am looking at the matter from a different viewpoint.
Bir kişinin bir şeye bakış şekli onun durumuna bağlıdır.
- A person's way of looking at something depends on his situation.
When I opened there was an awful-looking man at the door.
Another elderly, imposing-looking man cameup beside Abbott.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
Judy aynaya bakarak çok fazla zaman harcıyor.
- Judy spends a lot of time looking in the mirror.
Sen kötü görünümlü değilsin.
- You're not bad looking.
O komik görünümlü bir araba.
- That's a funny looking car.
O hanım çok güzel gözüküyor.
- That lady is very good looking.
Tom hakkında ne düşünüyorsun? Onun güzel bir sesi var. Sadece güzel bir ses mi? Pekala, onun yüzü özel bir şey değil, değil mi? Gerçekten mi! Sanırım o oldukça yakışıklı.
- What did you think of Tom? He's got a nice voice. Just a nice voice? Well, his face is nothing special, right? Really! I think he's pretty good looking.
a funny-looking dog.
... people are just looking for common sense. ...
... with other time periods. And, like, I just -- I'm always looking up museums or, like, ...