Tom told his children to quit jumping on the bed.
- Tom çocuklarına yatağın üstüne atlamaktan vazgeçmelerini söyledi.
Tom couldn't bring himself to jump into the cold water.
- Tom soğuk suya atlamak için kendini ikna edemedi.
It's not healthy to skip meals.
- Öğün atlamak sağlıklı değildir.
It won't hurt you to skip one meal.
- Bir öğün yemek atlamak size zarar vermez.
I had to leave out this problem for lack of space.
- Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım.