Tom told his children to quit jumping on the bed.
- Tom çocuklarına yatağın üstüne atlamaktan vazgeçmelerini söyledi.
She was ready to jump ship.
- O, gemiye atlamak için hazırdı.
It won't hurt you to skip one meal.
- Bir öğün yemek atlamak size zarar vermez.
I intend to skip lunch for a week starting today.
- Ben bugünden itibaren bir hafta boyunca öğle yemeğini atlamak niyetindeyim.
I had to leave out this problem for lack of space.
- Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım.