-e sunmak

listen to the pronunciation of -e sunmak
Türkisch - Englisch

Definition von -e sunmak im Türkisch Englisch wörterbuch

-e sunmak
introduce into
şarap sunmak
wine
sunmak
exhibit
sunmak
confer
sunmak
submit

Tom said that Mary had to submit a written apology. - Tom Mary'nin yazılı bir özür sunmak zorunda olduğunu söyledi.

yanlış sunmak
misrepresent
sunmak
to offer; to present, to submit; to bestow; to perform, to play
hizmete sunmak
dedicate
alternatif sunmak
offer an alternative
delil olarak sunmak
(Askeri) cite
haber sunmak
break news
hizmet sunmak
serve
imkan sunmak
enable
kaliteli hizmet sunmak
give quality service
rapor sunmak
report
sunmak
hold out
sunmak
dish up
sunmak
roll out
sunmak
play
sunmak
bring forward
sunmak
perform
sunmak
propound
sunmak
(Ticaret) file

Does this mean that we have to file bankruptcy? - Bu iflasımızı sunmak zorunda olduğumuz anlamına mı geliyor?

sunmak
shew
sunmak
compere
sunmak
extend
sunmak
forward
sunmak
bestow
sunmak
hand in
sunmak
send
sunmak (teklif)
lay
sunmak (yasa vb)
report
teklif sunmak
offer
sunmak
represent
sunmak
present

I'm at the LSM to present the Tatoeba project. - Tatoeba projesini sunmak için Libre Yazılım Toplantısındayım.

Also, could you please contact me if you would like to present your opinion on any of the topics listed? - Ayrıca, listelenen konulardan herhangi biri üzerinde fikrini sunmak istersen lütfen benimle irtibat kurar mısın?

sunmak
offer

I called to offer my assistance. - Yardımımı sunmak için aradım.

I would like to offer you the position. - Pozisyonu sana sunmak istiyorum.

altın tepside sunmak
serve on a silver platteroffer on a golden tray
hizmetine sunmak
dedicate toput something into service
saygılarını sunmak
Pay one's respects to, commend
sunmak
hold forth
adına sunmak
to dedicate to
bilgi sunmak
(Hukuk) lay an information (to)
bilinen şeyleri tekrar tekrar sunmak
dish up old facts in a new form
deliller sunmak
surrebut
dikkatine sunmak
present to the attention of
ekte sunmak
enclose herewith
eğlence programı sunmak
compere
güçlü kanıtlar sunmak
(deyim) clinch an argument
halk oyuna sunmak
(Politika, Siyaset) hold a referendum on
halka sunmak
release to the public
hediye sunmak
present smb. with smth
hizmete sunmak
put into service
hizmete sunmak
(Ticaret) putting into service
komisyona sunmak
commit
onaya sunmak
propound
oya sunmak
put to the vote
oya sunmak
take a vote on
resimlerle sunmak
picturize
satışa sunmak
put up for sale
satışa sunmak
carry
satışa sunmak
put on the market
saygılarını sunmak
to pay one's respects (to sb)
saygılarını sunmak
commend
saygılarını sunmak
pay one's respects to
sunmak
pass in
sunmak
put forward
sunmak
initiate
sunmak
to present (something) (respectfully) to (someone), present (someone) with (something); to submit (something) to (someone)
sunmak
serve up
sunmak
lay

Sami wanted to offer Layla a place to stay. - Sami, Leyla'ya kalacak bir yer sunmak istedi.

sunmak
dish
sunmak
introduce
sunmak
(yasa vb.) report
sunmak
(Hukuk) to submit
sunmak
put up
sunmak
prefer
sunmak
(mal) pitch
sunmak
go through
sunmak
to perform, play, or sing (something) for (someone)
sunmak
help smb. to smth
sunmak
bring in
sunmak
proffer
sunmak
go over
sunmak
put to
sunmak
furnish
sunmak
emcee
sunmak
lodge
sunmak
put in
tartışmaya sunmak
put to tender
tartışmaya sunmak
table
tasarı sunmak
bring in a bill
taslak sunmak
(Hukuk) submit draft
teklif sunmak
make a motion
yasa tasarısı sunmak
(Politika, Siyaset) bring in a bill
yasa tasarısı sunmak
(Kanun) introduce a bill
yasa teklifi sunmak
give notice of motion
yeniden kurula sunmak
recommit
yeniden oya sunmak
reconsider
öneri sunmak
put forward a proposal
öneri sunmak
offer a suggestion
öneri sunmak
bring forward a proposal
öneri sunmak
submit a proposal
öneri sunmak
put forward a suggestion
Türkisch - Türkisch

Definition von -e sunmak im Türkisch Türkisch wörterbuch

sunmak
Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, yollamak, göndermek, takdim etmek: "Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum."- B. Felek
sunmak
Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanarak bir konuyu dinleyenlere aktarmak
sunmak
Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, yollamak, göndermek, takdim etmek
-e sunmak
Favoriten