-e saldırmak

listen to the pronunciation of -e saldırmak
Türkisch - Englisch

Definition von -e saldırmak im Türkisch Englisch wörterbuch

-e saldırmak
fall upon
-e saldırmak
{k} light into
-e saldırmak
go at
saldırmak
attack

We didn't intend to attack him. - Niyetimiz ona saldırmak değildi.

Macbeth raised an army to attack his enemy. - Macbeth, düşmanına saldırmak için bir ordu yetiştirdi.

saldırmak
assault
etrafa saldırmak
lash out
saldırmak
assail
aniden saldırmak
(Dilbilim) come upon
aniden saldırmak
turn on
topluca saldırmak
mob
aniden saldırmak
dart at smb
arkadan saldırmak
take in the rear
aç kurt gibi saldırmak
to attack (a meal) like a ravenous wolf; to seize voraciously. acından ölmek 1. to starve to death. 2. to be dying of hunger. 3. to be very poor
birdenbire saldırmak (fiilen)
round on
birdenbire saldırmak (sözle)
round on
birdenbire üstüne saldırmak
fly at
etrafa saldırmak
run amok
etrafa saldırmak
lash about
etrafa saldırmak
run amuck
gözü dönüp saldırmak
run amuck
gözü dönüp saldırmak
run amok
hükümet izniyle düşman gemiye saldırmak
(tic. gemi) privateer
kanattan saldırmak
flank
koşarak saldırmak
run at
merdivenle çıkarak saldırmak
escalade
mızrakla saldırmak
tilt
saldırmak
ride atilt at smb
saldırmak
(dışarıya) sally out
saldırmak
rush
saldırmak
fall on
saldırmak
fly at
saldırmak
fly out at smb
saldırmak
charge
saldırmak
go at
saldırmak
come upon
saldırmak
come down on
saldırmak
thrust
saldırmak
jump on
saldırmak
make a dash
saldırmak
lash into
saldırmak
run at
saldırmak
come for
saldırmak
swoop on
saldırmak
descend
saldırmak
swoop down
saldırmak
chem. to act on; to dissolve
saldırmak
aggress
saldırmak
run atilt at smb
saldırmak
come at
saldırmak
come on
saldırmak
to cause (something, someone) to attack (something, someone)
saldırmak
(kuş) swoop
saldırmak
to attack, assail, assault (someone, something); to rush; to charge, charge at; to hurl oneself/itself against/upon
saldırmak
to attack, to assault, to assail, to charge, to go at sb, to go for sb, to come at sb, to set on sb, to set about sb; to set sb/sth on sb; to attack, to act on
sözle saldırmak
hit at
vahşice saldırmak
to savage
yeldeğirmenlerine saldırmak
tilt at windmills
yemeğe iştahla saldırmak
walk into one's food
yumrukla saldırmak
assail smb. with blows
öldürmek için saldırmak
run amuck
öldürmek için saldırmak
run amok
Türkisch - Türkisch

Definition von -e saldırmak im Türkisch Türkisch wörterbuch

saldırmak
Etkisiyle eritmek
saldırmak
Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek: "Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı."- H. C. Yalçın
saldırmak
Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek
saldırmak
Bir şey veya kimse üzerine saldırı yapılmasına sebep olmak
saldırmak
Yıkıcı ve sert eleştiriler yapmak
saldırmak
Gemi, kalkmak için yelken açıp başını gideceği yola çevirmek
-e saldırmak
Favoriten