Tom wanted to turn the page.
- Tom sayfayı çevirmek istedi.
Robert was so busy he had to turn down an invitation to play golf.
- Robert o kadar meşguldu ki golf oynamak için bir daveti geri çevirmek zorunda kaldı.
I had to decline his offer.
- Onun teklifini geri çevirmek zorunda kaldım.
Tom had to politely decline.
- Tom kibarca geri çevirmek zorunda kaldı.
It is difficult to translate a poem into another language.
- Bir şiiri diğer bir dile çevirmek zordur.
It took me more than two hours to translate a few pages of English.
- Birkaç sayfa İngilizce çevirmek iki saatten fazla zamanımı aldı.
Translation is easier than reverse translation.
- Çevirmek, ters çevirmekden daha kolaydır.
Translation is easier than reverse translation.
- Çevirmek, ters çevirmekden daha kolaydır.
I want to change ten thousand yen to dollars.
- On bin yeni dolara çevirmek istiyorum.