-a sarılmak

listen to the pronunciation of -a sarılmak
Türkisch - Englisch

Definition von -a sarılmak im Türkisch Englisch wörterbuch

-a sarılmak
enwind
sarılmak
hug

They stopped hugging. - Sarılmaktan vazgeçtiler.

I can't wait to hug you again. - Sana tekrar sarılmak için sabırsızlanıyorum.

sarılmak
cling
sarılmak
twine
birbirine sarılmak
intertwine
boks birbirine sarılmak
clinch
boynuna sarılmak
fall on one's neck
boynuna sarılmak
to embrace
boyununa sarılmak
to embrace
boğazına sarılmak
to clasp sb by the throat, to clutch sb's throat
boğazına sarılmak
take smb. by the throat
dört elle sarılmak
wade into
dört elle sarılmak
wade in
dört elle sarılmak
to stick heart and soul, to go at sth, to get down to sth, to knuckle down (to sth), to buckle down to sth
dört elle sarılmak
buckle down to
dört elle sarılmak
buckle oneself to
dört elle sarılmak
hug
dört elle sarılmak/yapışmak
1. to go into (something) wholeheartedly. 2. to cling to (someone) for support and help
etekine düşmek/sarılmak
to entreat, implore
gırtlakına sarılmak
to choke, throttle (someone)
gırtlağına sarılmak
to choke, to throttle sb
hasırlara sarılmak/yatmak
slang (for a taxi driver) to take a day off, not to work
imikine sarılmak
to pressure (someone), twist (someone's) arm
işe sarılmak
hop to it
işe sarılmak
to pitch in
kaleme sarılmak
to take pen in hand, take up one's pen
salya sümük sarılmak
beslobber
sarılmak
to be wrapped in/around; to be encircled with, be wrapped with
sarılmak
hold on
sarılmak
snuggle
sarılmak
to take up (something) immediately; to begin (to do something) zealously and vigorously
sarılmak
arm

Tom opened his arms to hug me. - Tom bana sarılmak için kollarını açtı.

Mary opened her arms to hug me. - Mary bana sarılmak için kollarını açtı.

sarılmak
wind

I don't want to wind up like Tom. - Tom gibi sarılmak istemiyorum.

sarılmak
to cling to, hold fast to
sarılmak
canoodle
sarılmak
to embrace, put one's arms around
sarılmak
give a hug
sarılmak
give smb. a hug
sarılmak
clasp smb. in one's arms
sarılmak
coil

That rope has to be coiled. - O ip sarılmak zorunda.

sarılmak
clip
sarılmak
clasp
sarılmak
to twine or coil around
sarılmak
to be covered, spread over, or enveloped with
sarılmak
be wrapped
sarılmak
coil up
sarılmak
cuddle
sarılmak
to embrace, to hug, to cuddle; to clasp, to hang on; to be surrounded; to pitch into sth, to go at sth; (bitki) to creep
silaha sarılmak
to resort to arms
silaha sarılmak
to take up arms
silâha sarılmak
fly to arms
silâha sarılmak
take up arms
sıkı sıkıya sarılmak
stick to
Türkisch - Türkisch

Definition von -a sarılmak im Türkisch Türkisch wörterbuch

dört elle sarılmak
Yapacağı işe büyük bir önem verip özen göstererek girişmek."Başarılı olmak mi istiyorsun, dört elle sarıl işine!
sarılmak
Bir şeyin üzerine bir veya birkaç kez dolanmak
sarılmak
Hemen yapmaya koyulmak, girişmek
sarılmak
Hemen yapmaya koyulmak, girişmek: "Hemen kaleme sarıldım, benim güzel kardeşim, sana geçen bir ayda başımdan geçenleri yazacağım."- M. Ş. Esendal
sarılmak
Sarma işi yapılmak: "Ellerine sarıldım, öpüyorum, sorularımı tekrarlıyorum."- R. H. Karay
sarılmak
Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek: "İkinci sınıfa geçtikten sonra derslerine daha fazla sarılmıştır."- F. R. Atay
sarılmak
Bütün gücü ile ele almak
sarılmak
Kollarını dolamak, kucaklamak: "Hasan tiril tiril titriyor, anasına sarılıyordu."- S. F. Abasıyanık
sarılmak
Kollarını dolamak, kucaklamak
sarılmak
Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek
sarılmak
Sarmak işi yapılmak
-a sarılmak
Favoriten