One gladiator's weapon of choice is the mace, while the other's is a sword.
- Diğerlerinki bir kılıç iken, bir gladyatörün seçtiği silah topuzdur.
He went about from town to town while he was in Japan.
- O, Japonya'da iken kasaba kasaba dolaştı.
I often wrote to her when I was a student.
- Ben bir öğrenci iken, ona sık sık yazdım.
He lost his father when he was three years old.
- O üç yaşında iken babasını kaybetti.
His handwriting slants forwards, whereas hers slants backwards.
- Onunki geriye doğru eğimli iken onun el yazısı ileri doğru eğimlidir.