Tom'u izlemek zorunda değiliz.
- We don't have to follow Tom.
Yapmanız gereken bütün şey beni izlemektir.
- All you have to do is follow me.
Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.
- It's important to follow a strict diet.
Tom'un Mary'yi takip etmekten başka hiçbir seçeneği yoktu.
- Tom had no choice but to follow Mary.
Bir lider mi yoksa bir takipçi misiniz?
- Are you a leader or a follower?
Nereye giderseniz gidin, sizi takip edeceğim.
- No matter where you go, I'll follow you.
Sadece talimatlara uymak zorundasın.
- You only have to follow the instructions.
Bütün üyeler bu kurallara uymak zorundadırlar.
- All members must follow these rules.
Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle.
- If you want to get out of here alive, follow me.