Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.
- These products are superior to theirs.
Onun raporu benimkine göre üstündür.
- His paper is superior to mine.
O, amirine ne düşündüğünü söyledi.
- She told her superior what she thought.
Amirimden izin alacağım.
- I'll get permission from my superior.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Sanırım kırsal yaşam bazı bakımlardan şehir yaşamından daha üstündür.
- I think country life is superior to city life in some respects.
Matematikte ondan daha iyi.
- He is superior to her in math.
Bu halı kalite olarak ondan üstündür.
- This carpet is superior to that one in quality.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Benim kültürüm objektif olarak onlarınkinden daha üstün.
- My culture is objectively superior to theirs.
Sanırım kırsal yaşam bazı bakımlardan şehir yaşamından daha üstündür.
- I think country life is superior to city life in some respects.
Amirimden izin alacağım.
- I'll get permission from my superior.
Rebecca had always thought shorts were far superior to pants, as they didn't constantly make her legs itch.
... that are infinitely superior to the ligament ...
... So David up against Goliath has superior technology. ...