(see fte)

listen to the pronunciation of (see fte)
Englisch - Türkisch

Definition von (see fte) im Englisch Türkisch wörterbuch

effort
{i} gayret

Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim. - I'll make an effort to get up early every morning.

Çok az bir gayretle kitabı yazdı. - She wrote the book with very little effort.

effort
{i} çaba

Çabalar sonuç getirmedi. - The efforts brought about no effect.

Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır. - In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.

effort
(Askeri) GAYRET, ÇALIŞMA, ÇABA
effort
(Askeri) çalışma

Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu. - Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.

Çalışma çok fazla enerji alır fakat bu çabaya değer. - Study takes a lot of energy, but it is worth the effort.

effort
ceht
effort
teşebbüs
effort
çaba harcama

Herkes kendi dilini öğrenir ve asla diğer dillerden bir tek sözcük bile öğrenmek için herhangi bir çaba harcamaz. - Everybody learns their own language and never make any effort to learn even one word of other languages.

Hiçbir şey çaba harcamadan ölümlülere verilmez. - Nothing is given to mortals without effort.

effort
{i} çabalama
effort
kudret
effort
effortless gayretsiz
effort
{i} girişim

Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır. - In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.

effort
{i} deneme
effort
{i} gayret, çaba, efor
effort
kendini sıkma
effort
çaba göstermeyen
effort
{i} eser
Englisch - Englisch
effort