Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
- If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.
Neden giyinik değilsiniz?
- Why aren't you dressed?
O, parti için giyindi.
- She dressed up for the party.
O her zaman temiz giyinir.
- She is always neatly dressed.
Japonlar ne zaman parlatılmış pirinç yemeye başladılar?
- When did the Japanese start eating polished rice?
Zemini ve mobilyayı parlattım.
- I polished up the floor and furniture.
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
- Susan polished her father's shoes.
Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
- If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.