The pompous professor was full of his own self-importance.
- Fiyakacı profesör kendini beğenmişlikle doluydu.
Tom is pompous and arrogant.
- Tom kendini beğenmiş ve kibirli.
You have to hold back.
- Kendini tutmak zorundasın.
It's very difficult to know oneself.
- Kendini bilmek çok zordur.
The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself.
- Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.
It's good to put yourself in someone else's place now and then.
- Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
She is a snotty child.
- O kendini beğenmiş bir çocuk.