Ben peri masallarına inanmıyorum.
- I don't believe in fairy tales.
Çocuklar masal dinlemeyi sever.
- The children love listening to fairy tales.
Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.
- Steve told me the tale of his travels.
Böylesine uzun bir hikayeye inanmamı bekleme.
- Don't expect me to believe such a tall tale.
They proceeded with some rigour, these Custodiars; took written inventories, clapt-on seals, exacted everywhere strict tale and measure.