'depths'

listen to the pronunciation of 'depths'
Englisch - Türkisch

Definition von 'depths' im Englisch Türkisch wörterbuch

plumb the depths
(Konuşma Dili) perişan olmak
plumb the depths
(Askeri) iskandil vermek
plumb the depths
(Konuşma Dili) gömülmek
plumb the depths
(Konuşma Dili) -in derinliklerine inmek
plumb the depths
(Askeri) iskandil etmek
plumb the depths
(Konuşma Dili) dibe vurmak
plumb the depths of
-in derinliklerine gömülmek
plumb the depths
derinliklerine inmek
depths
derinlikler

Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı. - I think there must be much gold in the depths of the Earth.

21 ay önce kışın derinliklerinde başlayan şey bu sonbahar gecesinde sona eremez. - What began 21 months ago in the depths of winter cannot end on this autumn night.

depths of
derinliklerin
the depths of history
tarihin derinlikleri
plumb the depths
son raddeye varmak
the depths
derinlikler

Bilim adamları okyanusun derinliklerini keşfetmek için bir batisfer kullandılar. - The scientists used a bathysphere to explore the depths of the ocean.

21 ay önce kışın derinliklerinde başlayan şey bu sonbahar gecesinde sona eremez. - What began 21 months ago in the depths of winter cannot end on this autumn night.

Englisch - Englisch

Definition von 'depths' im Englisch Englisch wörterbuch

depths
The lowest point, all-time low, nadir

To stir someone to his depths.

depths
plural form of depth
depths
The most severe part

in the depths of winter.

depths
The deepest part. (Usually of a body of water.)

Tthe burning ship finally sunk into the depths.

depths
A very remote part

In the depths of the night,.

focal depths
plural form of focal depth
depths
plural of depth
depths of the ocean
deepest parts of the ocean