Türkisch - Englisch
Definition von şuraya im Türkisch Englisch wörterbuch
- yonder
- Distant but within sight
Yonder peasant - who is he?.
- In a distant, indicated place; over there
Whose home is that yonder?.
- {a} being within view, far
- Something that is distant but within sight
- at or in an indicated (usually distant) place (`yon' is archaic and dialectal); "the house yonder"; "scattered here and yon"- Calder Willingham
- distant but within sight (`yon' is dialectal); "yonder valley"; "the hills yonder"; "what is yon place?" at or in an indicated (usually distant) place (`yon' is archaic and dialectal); "the house yonder"; "scattered here and yon"- Calder Willingham
- Pronunciation: 'yän-d&r Function: adverb Etymology: Middle English, from yond + -er (as in hither) Date: 14th century At or in that indicated more or less distant place usually within sight
- Country term meaning over there
- Being at a distance within view, or conceived of as within view; that or those there; yon
- Yonder is an old-fashioned or dialect word for `over there'. Now look yonder, just beyond the wooden post there. over there - used to show or explain where something or someone is
- At a distance, but within view
- over there; hither (Archaic)
- {s} over there, hither (Archaic)
- distant but within sight (`yon' is dialectal); "yonder valley"; "the hills yonder"; "what is yon place?"
- pron. that, those
- şuraya buraya
- hither and thither
- Şura
- shura
- şura
- this place; that place
- şûra
- council
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von şuraya im Türkisch Türkisch wörterbuch
- ŞURA
- (Hukuk) Meclis, kurul, heyet; konuşma yeri
- ŞURA
- (Osmanlı Dönemi) Meşveret etme.Eski zamanda değiliz. Eskiden hâkim, bir şahs-ı vâhid idi. O hâkimin müftüsü de, onun gibi münferid bir şahıs olabilirdi. Onun fikrini tashih ve ta'dil ederdi. Şimdi ise, zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruh-u cemaattan çıkmış az mütehassis, sağırca, metin bir şahs-ı manevîdir ki, şurâlar o ruhu temsil eder. Şöyle bir hâkimin müftüsü de ona mücanis olup, bir şurâ-yı âliye-i ilmiyeden tevellüd ed
- ŞURA
- (Osmanlı Dönemi) Konuşma yeri, istişare meclisi. Büyüklerin istişare için toplanma yeri
- ŞURA
- (Osmanlı Dönemi) Meşveret için toplantı
- şura
- Anlatana veya söyleyene göre biraz uzakta olan yer
- şura
- Danışma kurulu