The purchase is on the company's account.
- Alım, şirketin hesabında.
Mr Kondo is the most hardworking in his company.
- Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
There's a rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.
- Şirketin iflas edeceği hakkında dolaşan bir söylenti var.
She is closely associated with the firm.
- Şirket ile yakından ilişkilidir.
Small business are often absorbed by a major company.
- Küçük işletmeler genellikle büyük bir şirket tarafından sömürülürler.
He took charge of the family business after his father died.
- Babasının ölümünden sonra aile şirketinin sorumluğunu üstüne aldı.
The small company was taken over by a large organization.
- Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
- Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
- Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
Is your house far from your company?
- Senin evin, şirketinden uzak mı?
We hired a company to get rid of the insects under our house.
- Evimizin altındaki böceklerden kurtulmak için bir şirket kiraladık.
She works for a large American corporation.
- Büyük bir Amerikan şirketi için çalışıyor.
Other factors of importance, which make litigation of large corporations more difficult, are the size and complexity of their activities.
- Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır.
This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
- Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
I bought out my partner and now the company is mine.
- Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.