şimdiye kadar

listen to the pronunciation of şimdiye kadar
Türkisch - Englisch
so far, until now, up to now
as yet

Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West. - Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.

I have not heard a word from him as yet. - Şimdiye kadar ondan bir kelime duymadım.

so far

He has built two houses so far. - O, şimdiye kadar iki ev inşa etti.

We haven't been able to handle this so far. - Biz şimdiye kadar bunun üstesinden gelemedik.

ever

The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath. - Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.

I doubt that Tom would ever consider selling his antique car. - Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.

yet

The colony has not declared independence as yet. - Sömürge şimdiye kadar bağımsızlık ilan etmedi.

As yet, I have not completed the sweater. - Şimdiye kadar hiçbir kazağı bitirmedim.

up to this point in time
up to this point
up to this time
by this time

They ought to have arrived there by this time. - Şimdiye kadar oraya varmalıydılar.

to date
until now

Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so. - Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.

Where have you been until now? - Şimdiye kadar neredeydin?

hitherto
heretofore
uptill now
up till now

Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force. - Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.

şimdiye kadar her şey iyi
so far so good
şimdiye kadar
Favoriten