It's quarter to eight now.
- Saat şimdi yedi kırk beş.
Shall we start the meeting now?
- Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
We're getting out of here in a moment.
- Hemen şimdi buradan çıkıyoruz.
Please come right now.
- Lütfen hemen şimdi gel.
I need to speak with Tom right now.
- Tom'la hemen şimdi konuşmam gerekiyor.
Yes, but she left just now.
- Evet, ama o hemen şimdi gitti.
Dad just now went out.
- Babam hemen şimdi dışarı çıktı.
I can't think of his name just now.
- Ben şimdi onun adını hatırlayamıyorum.
The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
- Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.