She is writing a letter now.
- O şimdi bir mektup yazıyor.
I'm at the airport now.
- Şimdi havaalanındayım.
I can't think of his name just now.
- Ben şimdi onun adını hatırlayamıyorum.
The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
- Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
As yet, everything has been going well.
- Şimdilik her şey yolunda gidiyor.
As yet, I have not completed the sweater.
- Şimdiye kadar hiçbir kazağı bitirmedim.
Can you see where Tom is now?
- Şimdi Tom'un nerede olduğunu görebiliyor musun?
At the beginning you had disliked the idea, but now you seem to be content.
- Başlangıçta bu fikirden hoşlanmamıştın ama şimdi memnun görünüyorsun.
I can't answer you here and now.
- Sana şimdi yanıt veremem.
I want you focus on the here and now.
- Burada ve şimdi odaklanmanı istiyorum.
I see now that I was mistaken.
- Hatalı olduğumu şimdi anlıyorum.
Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life.
- O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.
The boarders are now away on vacation.
- Yatılı öğrenciler şimdi uzakta tatilde.
He'll be out at lunch now, so there's no point phoning straight away.
- O şimdi öğle yemeğinde dışarıda olacak, bu yüzden hemen aramamız bir işe yaramaz.
Where are you sitting at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
Where do you live at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
- Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
Today's the coldest day we've ever had.
- Bugün şimdiye kadar yaşadığım en soğuk gündür.
We're very busy just now.
- Biz şimdi çok meşgulüz.
He came home just now. Didn't you know that?
- O şimdi eve geldi. Bunu bilmiyor muydunuz?
Nowadays, almost every home has one or two televisions.
- Şimdilerde neredeyse her evde bir ya da iki televizyon var.
That's not surprising nowadays.
- Şimdi bu sürpriz değil.
We're getting out of here in a moment.
- Hemen şimdi buradan çıkıyoruz.
I want you to leave right now.
- Hemen şimdi ayrılmanı istiyorum.
Please come right now.
- Lütfen hemen şimdi gel.
Dad just now went out.
- Babam hemen şimdi dışarı çıktı.
I'm coming to you just now.
- Hemen şimdi sana geliyorum.