She is writing a letter now.
- O şimdi bir mektup yazıyor.
Shall we start the meeting now?
- Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
- Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
I heard a shot just now.
- Ben şimdi bir silah sesi duydum.
I've just arrived. I haven't even emptied my suitcases yet.
- Şimdi vardım. Valizimi bile henüz boşaltmadım.
As yet, I have not completed the sweater.
- Şimdiye kadar hiçbir kazağı bitirmedim.
At the beginning you had disliked the idea, but now you seem to be content.
- Başlangıçta bu fikirden hoşlanmamıştın ama şimdi memnun görünüyorsun.
I have to go now. Did you see where I put my things?
- Şimdi gitmek zorundayım. Eşyalarımı nereye koyduğumu gördün mü?
I can't answer you here and now.
- Sana şimdi yanıt veremem.
I want you focus on the here and now.
- Burada ve şimdi odaklanmanı istiyorum.
I see now that we've made a mistake.
- Bir hata yaptığımızı şimdi anlıyorum.
Now that you are here, you can help do the cleaning.
- Şimdi buradaysan, temizlemeye yardım edebilirsin.
Can you please go away now?
- Şimdi gider misiniz, lütfen?
I can't get away from work now.
- İşten şimdi uzaklaşamam.
Where are you sitting at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
Where do you live at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
I'm now watching Russia Today.
- Ben şimdi Russia Todayi izliyorum.
But for the safety belt, I wouldn't be alive today.
- Emniyet kemeri olmasaydı şimdi hayatta olmazdım.
I want you to take back what you said just now.
- Ben söylediklerini şimdi geri almanı istiyorum.
We're very busy just now.
- Biz şimdi çok meşgulüz.
In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.
- Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.
That's not surprising nowadays.
- Şimdi bu sürpriz değil.
We're getting out of here in a moment.
- Hemen şimdi buradan çıkıyoruz.
I need to speak with Tom right now.
- Tom'la hemen şimdi konuşmam gerekiyor.
I need to speak with Tom right now.
- Tom'la hemen şimdi konuşmam lâzım.
Yes, but she left just now.
- Evet, ama o hemen şimdi gitti.
I'm coming to you just now.
- Hemen şimdi sana geliyorum.