Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

şikâyet etmek

listen to the pronunciation of şikâyet etmek
Türkisch - Englisch
complain

Tom does nothing but complain. - Tom şikâyet etmekten başka bir şey yapmaz.

They do nothing but complain. - Onlar şikâyet etmekten başka bir şey yapmıyorlar.

squawk
take action
delate
inform against
1. to complain; to grouse, gripe, beef, bellyache. 2. to make a complaint against, lodge a complaint against (someone)
bitch [sl.]
belly
bemoan
to complain, to grumble, to crab, to grouch
{f} grumble
crab
(deyim) grouse (about)
bitch about
(Dilbilim) gripe at
(deyim) enter a protest
grouch
grumble
remonstrate
sneak
crab
report
cry out
(deyim) cry foul
yammer
report
{f} bitch
grizzle
şikayet etme
complaining

It is no use complaining. - Şikâyet etmenin bir faydası yok.

He never sees me without complaining about his wife. - Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.

şikayet etme
grumbling
şikayet et
{f} grouse
şikayet et
{f} bitch
şikayet et
grumble
şikayet et
{f} beef
şikayet et
{f} grouch
şikayet et
bitch about
şikayet et
{f} complaining

It is no use complaining. - Şikâyet etmenin bir faydası yok.

I'm fed up with your constant complaining. - Ben sürekli şikâyet etmenden bıktım.

öfkeyle şikâyet etmek
declaim against
şikayet et
bellyache
şikayet et
complain

Why am I the only one they complain of? They're just making an example out of me and using me as a scapegoat. - Niçin onların şikâyet ettikleri sadece benim? Onlar sadece beni örnek veriyorlar ve beni bir günah keçisi olarak kullanıyorlar.

He never sees me without complaining about his wife. - Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.

Türkisch - Türkisch
Birinin yaptığı yanlış bir iş veya davranışı daha üst makamdakine bildirmek
Sızlanmak
(Osmanlı Dönemi) MEŞKÛ
(Osmanlı Dönemi) ŞEKVE
(Osmanlı Dönemi) MEŞKÂ
(Osmanlı Dönemi) TAKAHHÜL