Layla's bloated corpse was found in a river.
- Leyla'nın şişmiş cesedi bir nehirde bulundu.
I feel bloated after eating a plate of Pad Thai.
- Bir tabak Pad Thai yedikten sonra kendimi şişmiş hissediyorum.
His eye was swollen and his nose was bleeding.
- Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu.
Both my feet are swollen.
- Her iki ayağım da şişmiş.
Have you been crying all night? Your eyes are all puffy.
- Bütün gece ağlıyor muydun? Gözlerin tamamen şişmiş.