He was large, not to say fat.
- Ona şişman denmez, iriydi.
I don't like that fat kid who ate your lunch.
- Senin öğle yemeğini yiyen o şişman çocuğu sevmiyorum.
He's on a diet because he is a little overweight.
- Biraz şişman olduğu için diyette.
Do you think I'm overweight?
- Şişman olduğumu düşünüyor musun?
People say I'm obese.
- İnsanlar benim çok şişman olduğumu söylüyor.
I think Tom is obese.
- Tom'un şişman olduğunu tefekkür ediyorum.
She seems to get fatter and fatter.
- Gittikçe şişmanlıyor gibi görünüyor.
Tom is fatter now than when I last saw him.
- Tom şimdi onu son gördüğüm zamankinden daha şişman.