Do you have a tape measure I could borrow?
- Ödünç alabileceğim bir şerit metren var mı?
The baskets they use to transport fruit are made with strips of cane.
- Onların meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır.
Full body scanners perform a virtual strip search.
- Tam vücut tarayıcıları sanal şerit arama yapmaktadır.
Don't change lanes without signaling.
- Sinyal vermeden şerit değiştirmeyin.
In Japan almost all roads are single lane.
- Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
Life is like a zebra; white stripe, black stripe, and the ass at the end.
- Yaşam bir zebra gibidir; beyaz şerit, siyah şerit ve en sonunda popo.
Mary wore a red ribbon in her hair.
- Mary saçlarına kırmızı bir şerit takıyordu.
This highway has a shoulder.
- Bu karayolunun bir güvenlik şeridi var.
Many locations, despite being situated near coastlines, have fairly extreme climates.
- Birçok yer, kıyı şeridine yakın olmalarına rağmen oldukça ekstrem iklimlere sahiptir.
The long coastline of the city contains sand and gravel.
- Kentin uzun kıyı şeridi kum ve çakıl içerir.