şereflendirme

listen to the pronunciation of şereflendirme
Türkisch - Englisch
{i} honoring
credit
şereflendirmek
honour
Şeref
(isim) Honor

A farewell party was held in honor of Mr Smith. - Bir veda partisi, Bay Smith'in şerefine düzenlendi.

At the inauguration ceremony a plaque was unveiled in honor of the founder. - Açılış töreninde kurucunun şerefine bir plaket verildi.

şereflendirmek
honor

In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus. - Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi.

şeref
{i} honour
şeref
glory

Glory lasts longer than life. - Şan ve şeref hayattan daha fazla sürer.

şeref
{i} dignity

All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood. - Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

şeref
reputation
şeref
repute
şeref
privilege
şeref
credit
şeref
(Kanun) esteem
şereflendirmek
honoured
şereflendirmek
honoring
şeref
kudos
şeref
face
şeref
distinction
şeref
honorableness
şereflendirmek
do honor to
şeref
laurels
şeref
honour, honor; glory
şeref
flower
şeref
honour [Brit.]
şeref
pride
şeref
eclat
şeref
grace
şeref
laurel
şereflendirmek
grace
şereflendirmek
reflect credit upon smb
şereflendirmek
favor
şereflendirmek
to honor
şereflendirmek
to honour, to honor, to grace
şereflendirmek
favour [Brit.]
şereflendirmek
favour
Türkisch - Türkisch
Şereflendirmek işi, onurlandırma
ŞEREF
(Osmanlı Dönemi) Yükseklik, yücelik. Büyüklük
ŞEREF
(Osmanlı Dönemi) İnsanlar arasında geçerli ve makbul olma. Büyük bir makam sâhibi olma
ŞEREF
(Osmanlı Dönemi) Cenab-ı Hakka itâat ve ubudiyyeti ve yüksek hizmeti ile çok ihsanına mazhar olma
ŞEREF
(Osmanlı Dönemi) İftihâr, övünme
Şeref
(Osmanlı Dönemi) SERARE
Şeref
(Osmanlı Dönemi) ŞAN
şeref
Erdem, gözü peklik ve yetenekle kazanılmış iyi şöhret
şeref
Erdem, gözü peklik ve yetenekle kazanılmış iyi şöhret: "Kolay şöhret, güç sanatın şerefini daima kıskanmıştır."- F. R. Atay
şeref
Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur
şeref
(Osmanlı Dönemi) HESB
şeref
(Osmanlı Dönemi) CAHF
şereflendirmek
Kendisine saygı duyulan bir kimse, bir yere gelerek oradakileri mutlu etmek, onurlandırmak
şereflendirme
Favoriten