şekerleme

listen to the pronunciation of şekerleme
Türkisch - Englisch
confectionery
candy

If ifs and buts were candy and nuts, we'd all have a merry Christmas. - Eğer eğerler ve fakatlar şekerleme ve çerez olsalar, hepimiz neşeli bir Noel yaparız.

The only thing he eats is candy. - Onun yediği tek şey şekerlemedir.

nap

She was taking a nap all the time. - Sürekli şekerleme yapıyordu.

Tom wanted to take a nap before dinner. - Tom, akşam yemeğinden önce bir şekerleme yapmak istedi.

sweets

He can't resist sweets. - Şekerlemeye dayanamaz.

I am getting fat because I eat a lot of sweets. - Çok şekerleme yediğim için şişmanlıyorum.

snooze

Tom was taking a snooze. - Tom bir şekerleme yapıyordu.

Tom usually takes a short snooze after lunch. - Tom genellikle öğle yemeğinden sonra kısa bir şekerleme yapar.

candying (fruit)
boiled sweet
dozing off (while seated)
candied fruit, glacéed fruit, crystallized fruit
confection
lie down
catnap
kiss
forty winks
sweeties
sugaring, adding sugar to
sweetmeat
butterscotch
bonbon
goodies
sugaring; candy, goody; doze, nap, catnap, snooze
fondant
sweetie
goody
sugar candy
lay down

The moment she'd finished, she lay down for a nap. - Bitirdiği an, o, bir şekerleme için uzandı.

sweety
kip
sugarplum
doze
toffy
forty
brittle
sweet

My sister likes sweets. - Kız kardeşim şekerlemeleri sever.

I'm cutting down on sweets. - Şekerlemeyi azaltıyorum.

confiture
zizz
toffee
doss
comfit
nod of
fourty winks
confectionary
plum
preserve
cat nap
{i} taffy
şekerleme yapmak
snooze
şekerleme ile kaplamak
frost
şekerleme yapmak
doze
şekerleme yapmak
take a nap

Tom wanted to take a nap before dinner. - Tom, akşam yemeğinden önce bir şekerleme yapmak istedi.

I wanted to take a nap. - Bir şekerleme yapmak istedim.

şekerleme yapmak
a) to candy b) to have a nap, to doze, to nap, to snooze
şekerleme yapmak
have a nap
şekerleme yapmak
have a snooze
şekerleme yapmak
go to the land of nod
şekerleme yapılmış
candied
kestirme şekerleme
(deyim) forty winks
şekerlemek
candy
lokuma benzer şekerleme
marshmallow
Şekerlemeler
confectionaries
büyük ve yuvarlak şekerleme
bull's eye
cevizli şekerleme
praline
fındıklı şekerleme
comfit
tablet şekerleme
nonpareil
trenlerde şekerleme satıcısı
butcher
çikolatalı şekerleme
chocolate

Mary ate all the chocolate truffles. - Mary tüm çikolatalı şekerlemeleri yedi.

şekerlemek
saccharify
şekerlemek
to sugar, add sugar to
şekerlemek
to candy, glacé (fruit); to crystallize (fruit)
şekerlemek
to sugar, to candy
Türkisch - Türkisch
Şekerlemek işi
Yatağa yatmaksızın uyunan hafif ve kısa uyku
Toz şekerin içine meyve özleri konduktan sonra kaynatılmasıyla yapılan her türlü şeker: "Cevahir, şekerleme, kitapçı camekânları önünde tevakkuf ede ede yürüyordum."- Y. K. Beyatlı
Şeker şerbeti içinde kaynatılıp üzeri şekerle kaplanmış meyve vb. bonbon
Oturduğu yerde hafif ve kısa süreli uyuma
şekerlemek
İçine şeker koymak, şekerle tatlandırmak
şekerleme
Favoriten