I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
Paris is one of the largest cities in the world.
- Paris dünyanın en büyük şehirlerinden biri.
This is the town I told you about.
- Bu sana bahsettiğim şehir.
The station is situated in between the two towns.
- İstasyon iki şehir arasında yer almaktadır.
Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
- Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
People of Almaty, let us create a child-friendly city!
- Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
Recreational drug use inspires many urban legends.
- Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor.
A carcass has been found at the urban park.
- Şehir parkında bir iskelet bulundu.
Cities and provinces along the Yangtze River in central China are grappling with the country's worst drought in more than 50 years.
- Merkezi Çin'de Yangtze nehri boyunca şehirler ve taşra 50 yıldan daha fazla bir süredir ülkenin en kötü kuraklığı ile boğuşuyor.
New York is a big city.
- New York büyük bir şehir.
New York is the biggest city in the world.
- New York dünyada en büyük şehirdir.
It's the best burger in town.
- Bu, şehirdeki en iyi burger.
Amerika'daki en tehlikeli kenttir.
- Orası Amerika'daki en belalı şehir.
Güzel bir kentte yaşıyoruz.
- Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.