The station is situated in between the two towns.
- İstasyon iki şehir arasında yer almaktadır.
In towns, speed is limited to 50 km/h.
- Şehirlerde hız sınırı 50 km / h dir.
This is the biggest hotel in this city.
- O bu şehirdeki en büyük oteldir.
Lee Leffingwell is the head of the Austin City Council.
- Lee Leffingwell, Austin Şehir Konseyi'nin başkanıdır.
Traffic downtown is all backed up.
- Şehir merkezinde trafik sıkışıklığı var.
Tom and Mary meet in downtown Boston once a month.
- Tom ve Mary ayda bir kez Boston'da şehir merkezinde buluşurlar.
Tom was out of town last week.
- Tom geçen hafta şehir dışındaydı.
Tom is still out of town.
- Tom hala şehir dışında.
I could ask Tom to show you around town.
- Tom'un sana şehir merkezini gezdirmesini isteyebilirim.
I'm going to the center of town.
- Şehir merkezine gidiyorum.
A big city is full of snatchers.
- Büyük şehirler kapkaççılarla doludur.
This magazine is available in any big city in Japan.
- Bu dergi Japonya'daki herhangi bir büyük şehirde mevcut.
Recreational drug use inspires many urban legends.
- Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor.
A carcass has been found at the urban park.
- Şehir parkında bir iskelet bulundu.
I need to go to downtown.
- Benim şehir merkezine gitmem gerekiyor.
I need to go to downtown.
- Şehir merkezine gitmeliyim.
Do you have a map of the downtown area?
- Şehir merkezi haritan var mı?
I love downtown Boston.
- Şehir merkezindeki Boston'u seviyorum.
Layla drove twenty minutes to a bank downtown.
- Leyla şehir merkezindeki bir bankaya araçla yirmi dakikada gitti.
I'm heading downtown.
- Şehir merkezine gidiyorum.
I need to go to downtown.
- Şehir merkezine gitmeliyim.
What platform does the downtown train leave from?
- Şehir merkezine giden tren hangi platformdan kalkıyor?
What number is the downtown train?
- Şehir merkezine giden tren hangi platformdan kalkıyor?